7 Kasım 2009 Cumartesi

Bilirkişiliğe Başlarken...

Bilirkişilik göreviniz hakimin ilgili görevlendirme yazısını onaylamasıyla başlar. Görevlendirme yazısında genel olarak sizden istenen görevler, yetkileriniz ve tarafların görevinizi yerine getirirken yapması gerekenler bulunmaktadır. (Bu yazıyı hakim bizim yanımızda katibine on dakika kadar aktarmış ve katip kendi odasına geçtikten sonra hiç hatasız yazarak getirmişti, burada hem katiplerin yeteneğini hem de hakimlerin resmi konuşma dilini farketmiştik.)

Bizim bilirkişilik görevimiz bir yerinde tespit durumuydu, davacı taraf davalının mekanında bir tespit yapılmasını istiyordu. Bu yüzden bizim görevlendirme yazımızda:

  • Davalı'nın mekanındaki her türlü odaya girme ve inceleme yetkisi
  • Davalı'nın herhangi bir engelleme teşebbüsüne karşı kolluk kuvvetlerinin bulundurulması (Görevimizi yerine getirmemiz için önce Jandarma karakoluna gittik ve bize tahsis ettikleri bir ekip ile birlikte davalı tarafına gittik, ama davalı herhangi bir zorluk çıkarmadı)
  • Görev süresi boyunca (hafta sonları dahil) davalı tarafın bilirkişilere yardımcı olacak şekilde hazır bulunması. (Tüm yetkili personelin bilirkişilerin sorularına cevap verebilmesi)
Görevlendirme yazınız onaylandıktan sonra dava dosyası size teslim edilir. Bu genellikle kalın bir kağıt dosyasıdır. İçinde davanın açılışından itibaren mahkemeye sunulan her türlü delil, dilekçe, rapor vb. bulunmaktadır. Bu bilgilerin hepsi kronolojik sırada eklenmiştir, en eski bilgi dosyanın en sonunda yer alır.

Göreve başlamadan önce bu dosyayı baştan sona gözden geçirmenizde fayda var. Okumanız demiyorum, çünkü okumanızı gerektirmeyen bir sürü bilgi de bulunmaktadır. Bu dosyayı incelemeden atacağınız herhangi bir adım sizi ileride sıkıntıya düşürebilir.

Gözden geçirirken bakmanız gereken en önemli bölüm dava dilekçesidir. Bu sizin göreviniz belirten en önemli yazıdır ve genelde dosyanın son bölümlerinde bulunur (ilk eklendiği için). Ardından hakim tarafından onaylanmış diğer dilekçeler incelenmelidir. Dava dosyasında pek çok dilekçe bulunabilir, ancak bu dilekçelerin hakim onayı bulunmuyorsa(gereği düşünüldü, kabul edildi tarzında bir onay) dikkate almayabilirsiniz. Son olarak da kalan dokümanları vakit buldukça inceleyebilirsiniz. Bunlar da size taraflar arasındaki anlaşmazlığın ne durumda olduğuna dair bilgi verecektir.

Son olarak dava dosyasında bilirkişiyi talep eden tarafın, bilirkişiye ödenmek üzere, mahkemeye yatırmış olduğu ödeneğin makbuzu bulunmaktadır. Ancak bu makbuzda belirtilen meblağdan gelir vergisi (%15) kesildikten sonra size ödeme yapılacağını unutmayın.

6 Kasım 2009 Cuma

Nasıl Bilirkişi Olunur?

Bu konuda kesin tecrübeli olmamakla birlikte, bildiğim kadarıyla bilirkişi olmak için iki yöntem bulunmaktadır:

  • Adliye'deki Bilirkişi Listesine Kaydolma: Bu yöntem için her sene Ekim ayında açılan bilirkişilik başvurularını takip etmeniz gerekmektedir. Bu yöntemi kullanmasam da bildiğim kadarıyla çok zor bir işlem değil. Süreci ilgili adliyenin internet sitesinden takip ederek başvurunuzu tamamlayabilirsiniz. Burada önemli olan 25 yaş sınırı ve 3 senelik uzmanlık kriteri. 3 senelik uzmanlık için de çalıştığınız kurumdan, işe başlama ya da çalışma süresini belirten, bir çalışıyor kağıdı almanız gerekiyor.
  • Davacı/Davalı Tarafından Mahkemeye Önerilme: Bu süreç esasen sizden bağımsız gelişiyor, yani biri size gelip teklif etmediği sürece yapabileceğiniz çok bir şey yok. Genel olarak istenen inceleme için yetenekleriniz ve ilgili sertifikalarınız göze alınarak, akademik çevre ya da çalıştığınız kurum üzerinden çağrılabilirsiniz. Tabi teklifi kabul etmek ya da etmemek tamamen sizin kararınız.
    Davacı/Davalı tarafından çağrılma durumunda dikkat edilmesi gereken noktalar var:

    • İlk münasebet taraflardan sadece biri ile yapıldığı için sizin objektifliğinizi etkilememelerine dikkat edilmeli. Örneğin "Bu dava bizim için çok önemli, sonucu bizi şöyle zora sokar vs.", "Şu şu şu... durumlardan eminiz, bunların tespitini yapamayacaksanız bu işe girmeyin" ve hatta "Bu iş bitsin, yorgunluğunuzu bir tatil ile atarsınız :)" tarzı cümlelerle sizi yönlendirmeye çalışabilirler.
    • Mahkemeye bilirkişi olmanızı taraflardan sadece biri sunsa dahi, siz herhangi bir tarafa ait değilsiniz. Sadece ve sadece hakime karşı sorumlusunuz ve hakim dışında kimseye bilgi vermek zorunda değilsiniz, ve hatta tek bir tarafa özel bilgi vermemelisiniz. Ne konuşursanız iki tarafa da iletmelisiniz.
    • Bilirkişiliğinizin kabulünün ardından "Size bir ön bilgi verelim", "Ne istediğimizi açıklayalım", "İşiniz sırasında şu şu şu... bilgileri de edinirseniz seviniriz" tarzında yönlendirmelerden uzak durun. Bilirkişiliğinizin başlamasından sonra tek bilgi kaynağınız dava dosyası, ve dava dosyasında istenenin dışında bilgi toplamamalısınız.

    30 Ekim 2009 Cuma

    Bilirkişilik Nedir?

    Bu açıklamayı pek çok kaynaktan da rahatlıkla bulabilirsiniz, ama ben kısa bir "avam" açıklama yapacağım:

    Bilirkişi, bir adli davada hakimin teknik bilgisinin yeterli olmadığı durumlarda, hakimin bilgi ve tecrübesine danıştığı kişidir.

    Hakimin vereceği kararda bilirkişi raporunun çok önemli etkisi vardır. Dolayısıyla ehil insanlar tarafından verilmeyen raporlar adli sürece olumsuz etkiler verebilir.

    Günümüzde özellikle bilişim alanında bilirkişi olan insanların çok da ehil olmadığı konusunda duyumlar aldım. Bu nedenle özellikle meslektaşlarımın bu bilirkişilik mevzusuna önem göstermesini tavsiye ederim.

    Son olarak bilirkişinin elbette maddi bir geliri de söz konusudur. Dava başına 100-200TL olarak bahsedilen rakamlar davasına göre de değişebilmektedir. Örneğin Mart 2009'da yapmış olduğum bilirkişilik görevimden 670TL kazanç sağladım.

    Ben Kimim?

    Ankara'da çalışan bir bilgisayar mühendisiyim. Yaşam tecrübelerimi sizlerle paylaşmak için bu blog'u başlattım.

    Bu tecrübelerimden en önemlisi de "Bilirkişi"lik ile ilgili olanlar olacak. Bu yüzden de zaten Blog'un adı "Bilir Adam" oldu. Yoksa kesinlikle kendini bilmişlik taslamaya niyetim yok.

    Burada paylaştıklarım kendi tecrübelerim ve görüşlerim olacak, ancak kullanmak ya da referans almak sizin sorumluluğunuzdadır. Gerektiğinde çok da güzel "Ben öyle bir şey demedim" diyerek sizi satabilirim. Uyarmadı demeyin...