16 Kasım 2016 Çarşamba

5 Kişilik Ailenin Araba ile Kuzey Avrupa Turu - Bölüm 3

Detaylı bir seyahat planı hazırlamayı ve paylaşmayı düşünüyordum ancak kendi sıkıntılarım nedeniyle bir türlü vakit bulamadım. Zaman geçtikçe de bilgileri unutmaya başladığımı farkettim. Hiç yoktan iyidir diyerek en azından aklımda kalan önemli noktaları tek seferde belirterek ihtiyacı olanlara iletmek istedim.

Kiralık Araç ile Seyahat

Araç kiralama detaylarını daha önce paylaşmıştım. Şimdi gelelim seyahat kısmına. Öncelikle aracınızı bankodan alırken size ek sigorta yaptırmayı öneriyorlar. Bu sigorta sayesinde her türlü hasarınız muafiyetsiz karşılanıyor. Ancak benim gibi uzun süreli kiralama yapıyorsanız sigorta bedeli muafiyet bedeline yaklaşıyor. Haliyle ben yaptırmadım. Ancak bankoda detayları inceleyerek son kararı yine siz verin.

Aracı teslim aldıktan sonra ilk yaşayacağınız sıkıntı trafik kuralları olacak. Hani şu Türkiye'de de olan ancak kimsenin uymadığı kurallar. Örneğin göbeklerdeki geçiş üstünlüğü (göbeğin içindeki her zaman önceliklidir), yaya geçitleri (yaya varsa mutlaka yol vermelisiniz), dönüş şeritleri (bir yere dönmeden önce mutlaka ilgili dönüş şeridine girmelisiniz, son anda şerit değiştiremezsiniz.), hız sınırları (bir yerde hız sınırı varsa yakınlarda bir yerde mutlaka kamerası da vardır.). Bunlarla ilgili detayları başka bloglarda da bulabilirsiniz. Yola çıkmadan önce mutlaka inceleyin.

Daha sonra seyahatiniz süresince gideceğiniz şehirlerde otopark sorununuz olacak. Kaldığınız otel dahil hemen her yerde otopark parası vereceksiniz. Bu kimi zaman saati 5 avroya kadar çıkabilse de genelde otel dahil günlük 20 avro vermeye hazır olun. Bizim alışık olmadığımız yol üstü park otomatlarına dikkat edin. Bir yere park ettiyseniz mutlaka bir 500mt civarında bu otomatlardan olup olmadığını araştırın. Varsa da mutlaka ödemenizi yapın, bir şey olmaz demeyin cezası canınızı yakar.

Seyahat Rotası

Rotanızı belirlerken en önemli kriter günlük kat edeceğiniz kilometre, tavsiyem 300km'yi aşmayın. Çok uzun yolculuk gittiğiniz yerde yorgunluk nedeniyle tadınızı kaçıracaktır. Bir de her gün yol yapmak yerine bazı yerlerde 2 gün ve daha fazla kalarak dinlenmeye çalışın.

Gittiğiniz şehirde nereyi gezeyim sorusunun en güzel cevabı tabi ki internet. Tripadvisor vb siteler her lokasyon için çok güzel öneriler sunuyor. Varsa çocuklarınızı da düşünerek kendinize bir güzergah belirleyin. Ancak çocuklu aileler için tavsiyem bir günde çok fazla yer gezmek yerine en güzellerini tadını çıkararak gezmek olsun. Çünkü çocukların kendi telaşesi size yoğun bir program yapma imkanı vermeyecektir.

Yeme - İçme

Öncelikle kahvaltı için kaldığınız otele çok güvenmeyin. Kahvaltı için ek ücret istemelerinin yanısıra menü olarak çok tatmin edici olmuyorlar. Bildiğimiz Türk usulu zeytin-peynir kahvaltısını bulamayacaksınız. Hele bizim gibi helal gıdaya önem veriyorsanız otel kahvaltısında ancak haşlanmış yumurta, domates, salatalık ve kaşar peynirini yiyebileceksiniz. Bazı otellerde ender de olsa ilaveten Fransız peyniri de bulabilirsiniz. Bu nedenle kendi kahvaltılıklarınızı yanınızda taşımanız faydalı olacaktır. Bir süpermarketten zeytin-peynir ve sarelle alırsanız gittiğiniz yerlerde de ekmek alarak kahvaltınızı hem ucuza getirebilir hem de daha keyif alabilirsiniz. (bazı otel odalarında sallama çay imkanı oluyor)

Öğle ve akşam yemekleri tabi bu kadar kolay değil. Öncelikle zaten problemli olan bu öğünleri teke indirmek en mantıklısı olacaktır. İkindi üzeri tek öğün ve akşam üstü odada abur-cubur ile geçiştirmek yine ekonomik ve kolay olacaktır. Yine helal gıda bakış açısıyla ne yiyeceğiz sorusunun ne yazık ki kesin cevabı yok. Öncelikle yine tripadvisor vb. siteler (uygulaması da var) üzerinden helal ibareli restoranları tarayabilirsiniz. Altınızda araba olduğu için lokasyondan bağımsız istediğiniz restorana gidebilirsiniz. Tabi Avrupa'da helal ibareli restoranlar ya Türk ya da Arap'lara ait oluyor. Türk'se yine biraz şanslısınız, dükkan sahibi ve müşterilerine sorular yönelterek helal olup olmadığını detaylı sorgulayabilirsiniz. Arap'larla çok muhatap olmadım ancak benzer koşullar onlarla da geçerli olmalı. 

Helal restoran bulamama durumunda da alternatifleriniz var: 
  • Pek çok yerde bulunan fırın tarzı ekmek ve ekmek arası sandviç satan yerlerden karnınızı doyurabilirsiniz. Tabi bu çok uzun ömürlü olmuyor ve akşama yeniden acıkıyorsunuz. 
  • Diğer alternatif de balık. Ancak balık restoranları çok farklı fiyatlarda olabiliyor, o yüzden sipariş vermeden önce fiyatları sorgulamanız mantıklı olacaktır. McDonalds tarzı fastfood'larda da balık ürünleri bulunuyor. Balığın kendi kokusu nedeniyle diğer etlerden ayrı pişirildiği için domuz sıkıntısı olmuyor. Tabi yine ekmeğin arasına tat versin diye et katanlar olabiliyor dikkat etmek faydalı olacaktır.
  • Pizzacılarda vejetaryen ya da sadece peynirli pizza yemek de mümkün. Özellikle peynirli pizzalar lezzet olarak da gayet başarılı oluyorlar.
  • Son olarak hemen her restoranın vejetaryen menüsü bulunuyor. Vejetaryen olarak aklınıza salata tarzı şeyler gelmesin, gayet lezzetli çeşitleri olabiliyor.

Alış - Veriş

Pek çok giyim ve elektronik mağazasında tax-free alışveriş mümkün. Bu alışverişlerinizde topladığınız fişleri dönüş yaparken havaalanı görevlisine onaylatırsanız yerine göre %10 civarı bir geri ödeme alabiliyorsunuz. Bu fırsatı değerlendirin. Detaylarını farklı sitelerde bulabilirsiniz.

Şimdilik aktaracaklarım bu kadar. Yine aklıma gelen bir şeyler olursa bu başlık altında eklemeye çalışırım. Şimdiden iyi gezmeler...

5 Ağustos 2016 Cuma

5 Kişilik Ailenin Araba ile Kuzey Avrupa Turu - Bölüm 2

Uçağımızı ve arabamızı ayarladıktan sonra sırada yine önemli bir kalem olan vize başvurusu bulunuyor.

Bizim seyahatimiz öncelikle Fransa'nın Mulhouse kentinde yaşayan kayınbiraderimi ziyaret ile başlayacağından durumumuz biraz karışıktı. Çünkü vize başvuru sayfasında ya "Aile Ziyareti" ya da "Turistik Ziyaret" başvurusu yer alıyor. Bizim gibi her ikisini birden yapacaklar için bir açıklama yer almıyor. VFS'in (Fransa ve diğer ülkelerin vize başvurusunun yapıldığı şirket) e-posta adresine bu konu ile ilgili bir posta yazdım ve bana cevaben "herhangi bir yönlendirme yapamayacaklarını, ancak yanıt bulamazsam turistik vize için başvuru yapabileceğimi" belirttiler. Ne yazık ki bu cevaba itimat ederek her şeyimi turistik vizeye göre ayarladım. Başvuru için gittiğimde ise ilk günlerim için kalacak yer gösteremediğim (ileride açıklayacağım) ve eşimin ağabeyinin Fransa'da yaşıyor olmasının aile başvurusu için yeterli olduğunu ve bilimum sorunlarla başvurumuzu almadılar. Neyse ki acilen aile başvurusu için gerekli davet mektubunu (yine ileride açıklayacağım) hazırlattık ve aile başvurusu ile vizemizi aldık.

Vize Başvurusu


Yabancı devletlerin vize başvurusunda göz önünde bulundurdukları en önemli nokta sizin bir mülteci vb. niyetinizin olup olmadığı ve masraflarınızı karşılamak için bir çözümünüz olup olmadığıdır. Tüm başvuru işlemlerinizi bu gözle yapmanız önemli.

Ben bir kamu kurumunda çalıştığım için vize için gerekli olan çalışma belgesi vb.'ni hemen çıkartabildim. Eşim de yine kendi kurumundan bu belgeleri temin etti. Diğer hesap dökümü, çocuklar için öğrenci belgesi vb. tüm belgelerimizi de hazırladık. Vize için gerekli olan seyahat sigortasını yine Adios ile ücretsiz temin ettik.

İlk yöntem olarak yukarıda belirttiğim gibi turistik ziyaret başvurusu denedik. Bunun için tüm seyahat rotamızın en azından taslak olarak belirlenmesi gerekiyordu. Çünkü vize belgelerinde "kalacak yer bildirimi" de gerekiyor. Bu nedenle ileride açıklayacağım şekilde kendimize bir güzergah belirledik ve tüm kalacağımız yerleri booking.com aracılığıyla rezerve ettik. Ardından yine booking.com'un sağladığı onay sayfalarının dökümünü aldık ve vize başvurumuza ekledik. Ama tabi tüm otellerin bilgilerini şengen formuna tek tek girmek ve bunu tüm aile bireyleri için 5 defa yapmak parmaklarımı kopardı. Buraya kadar her şey normaldi ama yukarıda belirttiğim gibi ilk 5 gün için bir otel belirtemediğimiz için başvurumuzu almadılar. (görevliye çakma bir rezervasyon yapsam ne olurdu diye sordum, eşimin ağabeyinin kaydını bulacakları için kabul etmezler cevabını aldım.)

İkinci yöntem olan aile ziyareti başvurusu aslında çok daha kolaydı (bizim için). Kayınbiraderim bir davet mektubu ve diğer gereken belgeleri hazırlattı ve acele posta ile (normalde 24 saatte gelmesi gerekiyordu ama 48 saat sürdü) bize gönderdi. Biz de bu davet mektubunu da belgelerimize ekleyerek başvurumuzu yaptık. Hiç otel vb. detayları vermemize gerek kalmadı. Şengen formunu doldurması da çok daha kolaydı.

Burada dikkat edilmesi gereken nokta vize başvurusunun olası problemlere karşın mümkün olduğunca erken yapılması. Eğer süremiz yeterli olmasaydı muhtemelen vizeyi alamayacaktık.

Son bir not, Fransa vize başvuruları VFS sitesinden alınan online randevu ile yapılıyor. Bu randevular da aylık olarak dağıtılıyor. Yani Temmuz ayı için 1 Temmuz'dan itibaren randevu alabiliyorsunuz. Yaz dönemi vb. başvuruların yoğunlaştığı dönemlerde daha ayın 10'u gelmeden tüm randevular dolabiliyor. Bu gibi durumlarda sürekli denemeye devam etmek olası iptal vb. durumlarda oluşan boşlukları yakalamanızı sağlayabilir. Değilse bir sonraki ayı beklemeniz gerekecektir. Bu nedenle belki de ilk iş olarak vize randevusu almak faydalı olacaktır (tabi pasaportlarınız hazırsa).

22 Temmuz 2016 Cuma

5 Kişilik Ailenin Araba ile Kuzey Avrupa Turu - Bölüm 1

Diğer yazılarımda olduğu gibi tecrübelerimden herkesin faydalanması için paylaşmaya devam ediyorum. Bu yaz ailem ile birlikte (ben, eşim, 9 yaşındaki oğlum, 5 yaşındaki kızım ve 11 aylık minik oğlum) farklı bir tatil yapmak istedik. Hem kredi kartımızda biriken puanları kullanmak (ileride açıklayacağım) hem de ev vb. kredi borcuna girmeden önce imkanlarımızı kullanmak istedik.

Planlama ve Seyahat Öncesi Harcamalar


Adios Hakkında Kısa Bilgi

Öncelikle Yapı Kredi bankasının sunduğu Adios kredi kartı ile ilgili bilgi sahibi olmanız için biraz İnternet'i araştırmanızı öneririm. Örneğin DonanıımHaber sitesinde bu konu ile ilgili bir başlık bulunuyor. Bu kredi kartı size çok kolay kazandığınız puanları (bazı kampanyalar ile alışverişinizin %10'una kadar) 2 katından daha fazla değerli olarak uçak bileti ve otel harcamalarınızı karşılamada kullanabiliyorsunuz. Belirtmiş olduğum bağlantılardan bu konuda bilgi edinebilirsiniz. Biz yaklaşık 2 yıllık sürede 2000TL civarı puan biriktirmiştik. Bu puanlar sayesinde İstanbul-Basel gidiş dönüş ucak bileti ve 4 gece otelimizi karşıladık.

Takvim

Öncelikle seyahatimizi planladık. Eşim ile yıllık izinlerimizi ayarlayarak 7-24 Temmuz arasında seyahat edebileceğimize karar verdik.

Uçak Bileti

Uçak biletleri en hızlı yükselen maliyet kalemi olduğu ve vize almamızı büyük oranda garanti gördüğümüz için Mayıs ayında biletlerimiz aldık. Seyahatimize eşimin abisini kısa bir ziyaret ile başlayacağımız için biletimizi Basel (İsviçre) için almaya karar verdik. Biletleri İnternet üzerinden hizmet sunan skyscanner.com ya da kayak.com gibi uçak bileti arama sitelerinden tarattık. Ankara-Basel biletleri 4300TL gibi gözüküyordu ancak biraz detaylı bakınca İstanbul'da 4 saat bekleme ya da Sabiha Gökçen-Atatürk havalimanları arasında kendi başımıza yolculuk etme gibi zorunluluklar içerdiğini gördük. Eğer kısa bekleme (1-2 saat gibi) içeren bilet seçersek de fiyatlar 5000TL'yi geçiyordu. Bir tavsiye ile Ankara yerine İstanbul kalkışlı uçuşu arattık ve fiyatlar 3300TL civarına düştü. Yukarıdaki durumları düşününce Ankara-İstanbul arasını kendi aracımız ile seyahat (gidiş-dönüş yaklaşık 300TL) ve Atatürk Havalimanında 17 günlük otopark (280TL) masrafı Ankara'dan kalkıştan daha makul gözüktü ve biletimizi İstanbul'dan almaya karar verdik.

Adios Seyahat hattını arayarak İstanbul-Basel uçak biletimizi avans puan kullanmadan yaklaşık 1600TL değerindeki puanlarımız ile satın aldık.

Araç Kiralama

Seyahat tarihimiz ve başlangıç noktamız kesinleştikten sonra ikinci aşama tabi ki araç kiralama. Çünkü araç fiyatları da tıpkı uçak biletleri gibi gün geçtikçe artıyor ve özellikle uzun süreli kiralama durumunda boşta araç bulma olasılığınız azalıyor. Uçak biletinden farklı olarak parayı peşin ödeseniz de 48 saate kadar iptal durumunda ücretinizin iadesini isteyebiliyorsunuz. Tabi kendi kiralamanızda bu durumu teyit etmeyi unutmayın.

Uygun araç ve firma bulmak için yine skyscanner.com sitesini kullandım. Buradan yaptığım aramalarda bana uygun olabilecek bir aracı (Renault Scenic vb.) Budget üzerinden kiralama sağlayan holidayautos.com sitesinden yaklaşık 2300TL civarında buldum. Ancak Budget'ın kendi sitesinden aynı aramayı yaptığımda aynı arabayı 2750TL'ye verdiğini gördüm. Haliyle bu bir şüphe uyandırdı ve İnternet'te yaptığım kısa bir araştırmada holidayautos gibi şirketlerin fiyatı düşük tutmak için araç sigortasını kendileri yaptığını ve bu nedenle hem limitlerde hem de hasar durumunda sorunlar olduğunu öğrendim. Ben de aradaki farkı göze alarak aracımı doğrudan budget.com.tr sitesi üzerinden kiraladım.

Bu arada şunu da hatırlatmak isterim, araç kiralama şirketleri aldığınız aracı başka bir havalimanında teslim etmenize izin veriyor. Bu nedenle uçak biletini de buna göre planlayarak farklı şehirden dönüş yapabilirsiniz. Tabi bu kolaylığın bir masrafı var, benim yaptığım aramalarda 1000TL'ye kadar fiyat farkı oluşabiliyor. Bu nedenle ben seyahatimi başladığım yerde bitecek şekilde planlamayı tercih ettim.

22 Mart 2014 Cumartesi

DNS, VPN Ne bunlar? Ne işe yararlar?

Malum Türkiye gündeminde DNS ayarları, VPN kullanımı epey moda oldu, ama çevremden de gördüğüm kadarıyla pek çok kişi bu terimlerin anlamını bilmeden sadece söyleneni yaparak dertlerine çözüm arıyorlar. Bu bilgi eksikliğini bir nebze gidermek için, en basit bilgisayar kullanıcısının bile anlayabileceği düzeyde bu terimleri açıklamaya çalışacağım.

Öncelikle bir kaç İnternet kavramını biraz tanımlamak gerekiyor.

  • IP Adresi: 12.13.14.15 şeklinde 4 adet rakamdan oluşur. Kendi dünyamızdaki ev adresleri olarak düşünebilirsiniz, Cumhuriyet Mahallesi.Atatürk Caddesi.Köroğlu Sokak.No:5 gibi
  • Web adresi: www.bimeks.com şeklinde bizim kolay hatırlayabileceğimiz isimlerdir aslında, yine bizim dünyamızda Selim'in evi, Atatürk İlkokulu gibi. Tek fark bu isimler tekildir, yani Selim'in evi'ni sadece bir kişi kullanabilir, ikinci bir Selim aynı ismi kullanamaz.
Şimdi DNS'in işlevini anlatabiliriz. DNS'i bir tür adres defteri olarak düşünebilirsiniz. Selim'in evi'ni ya da Bimeks'i sorduğumuzda bize gerçek adreslerini döner. Yani Selim'in evi'ne Cumhuriyet Mahallesi.Atatürk Caddesi.Köroğlu Sokak.No:5 olarak yanıt verir. Bimeks için de en yakın AVM'yi örneğin Gordion AVM'yi cevap verir. Bilgisayar dünyasında da bir IP adresi, örneğin  12.13.14.15 yanıtını verir.

Malum gündemimizde web sitelerine erişim engellemesi de işte bu DNS adres defterlerine müdahale edilerek uygulanmaktadır. Yani Türkiye'de çalışan tüm DNS'ler örneğin www.bimeks.com adresine "ben bu adresi bilmiyorum" cevabını dönmektedir. Halbuki bimeks olduğu yerde duruyor, ancak adresini bilmediğiniz için ulaşamıyorsunuz.

DNS'i değiştirdiğimizde de bize doğru cevabı verecek başka bir adres defteri kullanıyoruz. Ancak tabi yanıbaşımızdaki adres defteri yerine belki taa Amerika'da olan bir adres defteri kullandığımız için internet bağlantımız normalden biraz yavaş tepki verebilir.

Peki VPN ne işe yarıyor? VPN'i de bize hizmet veren bir ulak olarak düşünebiliriz. Bimeks'e doğrudan ulaşamasak da anlaştığımız bu ulak ile tüm isteklerimizi iletebilir ve tüm ürünlerimizi bu ulaktan alabiliriz. Bunu da bize aracılık eden örneğin Optimum AVM'deki başka bir dükkan olarak düşünebilirsiniz. Bu dükkana gidip sanki Bimeks'te alışveriş yapıyormuş gibi tüm işimizi halledebiliriz. Ancak tabi bu ulak'ın hızı ile orantılı olarak doğrudan Bimeks'ten alışveriş yapmaktan daha yavaş işlem yaparız.

Burada dikkat edilmesi gereken VPN olarak kullandığımız ulak her zaman çok da güvenilir değildir. Bu nedenle banka internet şubesi gibi kritik öneme sahip işlemlerimizi VPN üzerinden yapmamakta fayda var. Malum ulak bizim verdiğimiz banka hesap bilgilerini kendi menfaati için de kullanabilir.

Son olarak internet dünyasında farklı bir müdahale yöntemi olan IP adresi bloklamayı anlatmak da faydalı olur. Farkettiyseniz DNS engelleme yöntemi çok da başarılı bir yöntem değil. Bu nedenle IP adresi engelleme yöntemi de ileride kullanılabilir. Bunu da Bimeks'e gidenleri engellemek için Gordion AVM'ye giden yolu kapatmak olarak düşünebilirsiniz. Tabi bu durumda malum Gordion AVM'de hizmet veren tüm dükkanlara erişim engellennmiş olacaktır, yani sadece Bimeks değil tüm Gordion AVM dükkanları engellenmiş olacaktır. Bu durumda DNS'i değiştirmeniz fayda etmeyecektir ancak VPN çözümü hala aktiftir. Çünkü Gordion AVM'nin bize bakan kapısı kapalı olsa da diğer kapıları hala açıktır. Ancak İnternet dünyasında farklı kapıları kullanma yeteneği yoktur. Bu nedenle VPN'de olduğu gibi ulak'larınızı diğer kapılara gönderebilirsiniz. Tabi VPN olarak kullandığınız yere de engel konulmazsa, yani Optimum AVM'ye de. Tabi İnternet dünyası çok geniş olduğu için tüm AVM'leri kapatmak tüm İnternet'i kapatmakla eşdeğerdir.

Bu noktada IP adresi bloklama ile neden sadece Bimeks'in değil de tüm Gordion AVM'nin kapandığını da açıklamak gerekir. İnternet sitelerinin çoğu müstakil evde değil apartman dairelerinde oturmaktadır. Yani aynı IP adresinde yüzlerce site hizmet verebilmektedir. Siz DNS vb. yöntemle apartman dairesinin kapısına kadar gelirsiniz, gitmek istediğiniz daireye sizi kapıcı götürür.

Günümüz uluslararası firmalarının çoğu da bölgesel sunucuları ortak kullanmaktadır. Yani örneğin google ve yandex Türkiye için aynı sunucuları kullanabilir. Bu durumda tabi google'ı engellemek demek aslında yandex'i de engellemek demek oluyor.

Peki google'ın adresi tek değil mi nasıl oluyor da her bölgede farklı adresi olabiliyor derseniz de cevabı yine DNS'te gizli. DNS sunucuları Türkiye'den gelen sorulara Türkiye'ye yakın adresleri cevap olarak dönerken örneğin Amerika'dan gelen sorulara da Amerika'ya yakın cevap dönmektedir. Bu durum tabi aynı zamanda google'ı yasaklamak için sadece bir IP adresini değil belki de yüzlerce IP adresini birden bloklamak gerektiğini ortaya koyar. Sonuç olarak da tabi google ile birlikte belki yüzlerce siteye erişim de engellenmiş olur.

Not: Bu yazıda kullanmış olduğum bimeks, gordion, optimum, google, yandex gibi terimler gerçek kişi/kurumlar ile ilgisi olmayıp sadece anlatımda örnek olması için kullanılmıştır.

10 Nisan 2013 Çarşamba

Nasıl İkinci El Telefon Satılır?

Bugün farklı bir konuda yazacağım. Geçenlerde sattığım Android telefonum ile edindiğim tecrübeleri paylaşacağım.

Maceramız eşime hediye gelen yeni bir telefon ile başladı, malum elimizde artık boşa çıkan bir telefonumuz vardı ve en iyisi bunu nakte çevirmekti. Tabi hemen "Sakla, nasıl olsa lazım olur" diyenler olabilir. Ancak özellikle bu akıllı telefon pazarı çok hızlı değişen bir dünya, her 6 ayda bir yeni nesil telefonlar çıkıyor ve elinizdeki git gide eskiyor. Yani saklamak yerine nakte çevirip, lazım olduğunda gerekirse yine ikinci el bir telefon almak daha mantıklı. Çünkü aynı para ile 1 sene sonra daha yetenekli bir telefon alabilirsiniz.

Telefonu satmanın farklı yolları var elbette, en kolayı tabi ki ikinci el telefon alan dükkanlar. Yanlız bunlarda iki önemli sorun var.

  1. Genelde telefon karşılığında para vermiyorlar. Ancak takasa sayarak yeni bir telefon satmak istiyorlar.
  2. Para verenler de piyasa değerinin yarısını ancak veriyorlar.

İlan Vermek

Bu durumda telefonu kendinizin satması (elbette biraz daha uğraşarak) daha mantıklı oluyor. Bu konuda en kolay yöntem sahibinden.com gibi online satış siteleri. gittigidiyor.com da düşünülebilir ancak %10 komisyon oranı karınızı epey azaltıyor.

Öncelikle telefonun mümkün olduğunca detaylı fotoğraflarını çekin, alıcılar çiziksiz, temiz telefona değer veriyorlar. Bu durumunuzu göstermeniz önemli.

Daha sonra telefonunuz hakkında her türlü detayı belirtin: Garantisi, faturası var mı? Orjinal kutusu var mı? Kutu içeriği tam mı? Herhangi bir kusuru var mı?

Tabi kusur noktasında dikkatli olmak lazım, ufak kusurları yazarsanız titiz müşterileri kaçırırsınız, yazmazsanız da ayıplı mal satmış olmakla itham edilebilirsiniz. Ürünün garantisi devam ediyorsa ve kusurlar garanti kapsamındaysa önce ürünü tamir ettirmek en mantıklısı.

Gerekli tüm detayları ve fotoğrafları hazırladıktan sonra sahibinden.com'da ilanınızı açabilirsiniz. Siz ilanı ne zaman hazırlarsanız hazırlayın, sahibinden.com belli periyotlarla yayına sokuyor. Mesela bugün yazdığınız ilan yarın sabah yayına girebiliyor.

Güncel İlan

Özellikle telefon alıcıları güncel ilanlara çok önem veriyor. Çünkü piyasada çok fazla marka/model var ve alıcılar ürün bazlı yerine en fazla marka bazlı ya da özellik bazlı arama yapıyor. Bu da sizin ürününüzün görünür olmasını ancak güncel olmasına bağlıyor.

Örneğin ürününüz 1 hafta içerisinde hala satılmadıysa bundan sonra satılması da çok düşük ihtimal. Buna iki farklı çözüm var:
  1. Yeni bir ilan açıp(ücretsiz), mevcut olanı silebilirsiniz. Ancak bu durumda sizi takip eden, belki karar aşamasında olan, müşterileri kaybedersiniz.
  2. Sahibinden.com'dan "Güncelim" dopingi satın alabilirsiniz(5TL). "Ücretsizi dururken ne gerek var?" demeyin. Bir kere takipçi müşterileri kaybetmiyorsunuz. Daha önemlisi ise güncelim'i satın alır almaz ilanınız en üst sıraya yerleşiyor. Bu da ilk ilana çıkarken yaşadığınız gruplamadan sıyrılmanıza neden oluyor.
"Güncelim"in faydasını şöyle belirtebiliriz: İlanı ilk açtığınızda sahibinden.com bir gruplama yapıyor ve belki sizinle birlikte yüzlerce ilanı birden yayına sokuyor. Bu da sizin ilanınızın görünürlük oranını zayıflatıyor. "Güncelim"de ise satın aldıktan kısa bir süre sonra en tepeye yerleşiyorsunuz. Bu da telefon arayan yüzlerce kişinin ilk sizin ilanınızı görmesine sebep oluyor.

Teslimat

Son olarak ürünü satma konusunda anlaştıktan sonra teslimat konusuna gelelim. Alıcıların bir çoğu sizin yanınıza gelerek teslim almaya razı, ancak tabi bazı uyanıklar ayağına teslim istiyor. Bunlara kanmayın, çünkü siz pazarlamacı değilsiniz, müşterinin ayağına gitmenize gerek yok. En fazla iki tarafın da kolay ulaşabileceği bir yerde buluşabilirsiniz.

Kapıda Ödeme

Bir de şehir dışındaki müşterilere kargo ile teslim etme yöntemi var. Ortada bir ödeme olduğu için bu iş zor gibi gözükebilir. Ancak bu konuda PTT Kargo'nun çok güzel bir uygulaması var. "Ödeme Şartlı Gönderi" adıyla geçen kargo'nun kapıda ödenmesi yöntemi. Siz alıcıyla anlaştıktan sonra alıcının adresini alırsınız. PTT Kargo'da "Ödeme Şartlı" gönderi adıyla gönderirsiniz ve alıcı ücreti kapıda PTT görevlisine nakit olarak öder. PTT görevlisi de ücreti PTT havalesi ile size gönderir. Siz de teslimattan bir gün sonra adresinize en yakın PTT şubesinden paranızı alırsınız.

Yanlız burada dikkat edilmesi gereken bu işlemin masrafları. Malum siz alıcıyla X liraya anlaştıysanız bu masrafları da sizin ödeyeceğiniz anlamına gelmez. Dolayısıyla anlaşma sırasında masrafları alıcının ödeyeceğini de belirtmeniz faydanıza olur. PTT'nin Ödeme Şartlı gönderisinin ücreti ne kadar diye sorarsanız da benim gönderimde 6,5TL gönderi bedeli, 11TL de havale bedeli alındı. 

Gönderi bedelini alıcı öder olarak PTT'de belirtebiliyorsunuz ancak havale bedelini ürün bedeline eklemeniz gerekiyor. Çünkü havale sırasında otomatik kesiliyor. Dolayısıyla PTT'de ürün bedelini X+11TL olarak belirtmeniz gerekiyor. Aksi takdirde benim gibi X-11TL alırsınız :)

Hayırlı satışlar,

16 Şubat 2011 Çarşamba

Nasıl Ev Satılır?

Bilirkişi maceralarımızın yanında yaşadığımız diğer tecrübeleri de paylaşalım. Son dönemde kayınpederimin bana devrettiği evi elden sattım, bu süreçte paylaşacağım tecrübelerim şöyle:

Fiyat Belirleme:
Evin satışı tahmin edebileceğiniz gibi doğrudan sizin istediğiniz fiyatla ilgili. Fiyatı ne kadar düşürürseniz o kadar çabuk satarsınız. Ancak elbette kimse evini bedavaya vermek istemez. Fiyat konusunda 3 farklı rakam belirleyin. En yükseği ilana yazacağınız, ikincisi pazarlıklar sonucu düşeceğiniz, üçüncüsü de ısrarlı pazarlıklar ya da hısım vb. evi satmak isteyeceğiniz insanlara sunacağınız fiyat. İlana kesinlikle "son fiyat", "pazarlıksız" gibi ibareler koymayın, çünkü bunlar hayal. Sizi arayan herkes az da olsa bu fiyattan düşmenizi bekleyecek, düşmediğiniz sürece de pazarlığa devam edecek.

İlan Verme:
Evin satışında en önemli ikinci konu ilan, satılık bir eviniz olduğunu duyurmanız gerekiyor.

  • Birinci çözüm emlakçı, bir emlakçı ile anlaşırsınız, anahtarı verirsiniz ve sonrasına karışmazsınız. Ancak bu durumda emlakçının müşteri portföyü ile sınırlı kalırsınız. Emlakçılar arası müşteri değişimi var ancak bu da sınırlı olur. Hele bir de anlaştığınız emlakçı işini iyi yapmıyorsa eviniz satılacak diye bekler durursunuz.
  • İkinci çözüm birden fazla emlakçı, kendi belirleyeceğiniz emlakçılara teker teker gider anlaşırsınız. Ancak hepsine birden anahtar vermek sıkıntı olacaktır. Hem kendi aralarında sorun olur hem de evinize giren çıkanı kontrol edemeyeceğinizden malınıza zarar gelme ihtimali var.
  • Üçüncü çözüm kendinizin satması, benim uyguladığım yöntem bu.
Bu yöntem için öncelikle evi gezdirecek birine ihtiyacınız var. Bu eğer satacağınız eve yakın oturuyorsanız kendiniz de olabilir, apartmanın kapıcısı da olabilir(kapıcıya bir komisyon ödemeniz gerekecektir), bir komşunuz ya da evde oturan kiracınız da olabilir. Bizim evde kiracımızı kullandık, ancak kiracının da çeşitli problemleri var: Müşterileriniz ile kiracının müsait zamanları uyuşmayabilir, kiracınız güvenlik vb. gerekçelerle her müşteriyi eve sokmak istemeyebilir ve daha önemlisi bizim de başımıza gelen; kiracınız eve gelen müşterilere evinizi kötüleyebilir.

Evi kendinizin satışı için en iyi yöntem internet ilanları, bunun için öncelikle evin çeşitli fotoğraflarını çekmelisiniz. Daha sonra bu fotoğrafları kullanarak internetteki çeşitli ilan sitelerine ilan verin(Örn. sahibinden.com , hurriyetemlak.com, milliyetemlak.com). İlanda mümkün olduğunca detay paylaşın, sık sık aranabilecek ve rahat cevaplayabileceğiniz bir telefon ekleyin. Ve beklemeye geçin...

Ev için uygun fiyat belirlediğinizi gelen telefon sayısından anlayabilirsiniz. Ayda iki-üç kişi arıyorsa bir problem var demektir. Bu durumda fiyatlarınızda yenilemeye ihtiyacınız var.

Bir de internet ilanlarının tarihi önemlidir, en fazla ayda bir ilan tarihinizi güncelleyin. Bu işlem kimi sitelerde ücretsiz, kimilerinde ise ücretlidir(sahibinden.com) ancak bu vereceğiniz cüz-i miktar satışınıza doğrudan etki edeceğinden önemli değildir.

Pazarlık:
Ev ile ilgilenenler sizi aramaya başladığında pazarlık konusuyla tanışacaksınız. Ev alım satımında biraz tecrübelilerse direk "son fiyat nedir" diye soracaklardır. Bu son fiyat ikinci fiyatınız da olabilir bunun biraz yukarısı da, ama kesinlikle üçüncü fiyatınız olmasın. Çünkü pazarlık bitmeyecek, devam edecektir. Ama ciddi bir düşüş olursa inandırıcılığınızı kaybedersiniz, bu nedenle o kişi için ancak küçük indirimler yapın.

Alış satıştan yabancı kişiler de önce ev hakkında bilgi isteyecek, sonra kendilerince pazarlığa girişecekler, "şu fiyat olur mu" vb. Bu sorulara kendi sınırlarınıza göre cevabınızı verirsiniz. Sizden ikinci bir fiyat aldıktan sonra kendi hayat hikayelerini anlatmaya başlayacaklar, kendilerince sizi ikna ederek daha düşük fiyat isteyecekler. Bunlara inandığınızı düşündürerek ikinci fiyatınıza inebilirsiniz, ve hatta üçüncü fiyatı düşünebilirsiniz. Ama bu adımları çabuk atmayın, inandırıcılığınızı kaybetmeyin.

Son olarak sizi emlakçılar da arayacaktır. Emlakçılara itiraz etmeyin, sonuçta önemli olan evin satılması. Onlar sizden direk iki fiyat isteyecek, birincisi orjinal fiyatınız ikincisi de sizin ikinci fiyatınız olsun. Daha sonra emlakçılar ile komisyon konusunu konuşun, son ana bırakmayın. Mesela "ben X lira isterim, komisyon alacaksan bu fiyata ekle" deyin. Bu arayan emlakçılardan bir kısmı ilan asmak isteyecektir, birine izin verin assın, sonuçta evin satılık olduğunun duyulmasında fayda var. Kimileri kendi web sayfasında ilan koyacağını vs. şeklinde kendini övecektir, ancak bunlara kanmayın, sonuçta bilinen internet siteleri daha güvenilir.

Satış:
Eğer bir müşteriniz ile anlaşabilirseniz ilk işiniz kapora almak olsun. Çünkü kaporasını vermeyen müşteri evi almış sayılmaz. Kaporayı yarın yatırcam derse de inanmayın, yarına kadar cayabilir. Kaporayı aldıktan sonra ilanlarınızı pasifleştirin, silmeyin. Satıştan sonra silersiniz.

Eğer işinizi emlakçı hallettiyse bir nebze rahatsınız. En azından yol yordamı o gösterecektir. Değilse de bu konuları sizin araştırmanız gerekecek, bu da satışı yapacağınız yere göre değişir. Ancak en önemli hususlar şöyle:

  • Noterden vekalet: Eğer ev sizin üzerinize değilse adınıza düzenlenmiş bir satış vekaletine ihtiyacınız var. Bu belge için her iki tarafın kimliği ve fotoğraflarına ihtiyaç var. Eğer tapu belgesinin fotokopisi varsa tüm alanlarının dolu ve doğru olduğundan emin olun.  Eğer tapu yoksa da genel ya da şehir bazlı vekalet alabilirsiniz.
  • Belediyeden borcu yoktur kağıdı: Evinizin bağlı olduğu belediyeye giderek "borcu yoktur" kağıdı denilen evin rayiç bedelini de gösteren kağıdı almanız gerekiyor. Bu kağıdı alırken adından da anlayacağınız üzere borcunuz da çıkabilir, bu nedenle hazırlıklı gidin. Bir de bu kağıdı vermek için sizden kimlik ya da vekalet bilgisi isteyebilirler.
  • Son olarak tapu kadastroya başvuru. Başvuru sırasında alıcı ve satıcının kimlikleri, fotoğrafları, belediye kağıdı, vekalet ve tapu başvuruda sunulacak. İşlemlerin detayıyla uğraşmak istemiyorsanız bir iş takipçisi tutabilir ve işlemleri onun yürütmesini isteyebilirsiniz, ancak güvenilir iş takipçisi bulmak da kolay değil.
  • Başvurunuzu sunduktan sonra (2-3 saat sonra) sizi devir işlemleri için çağıracaklar. Bu çağrıdan sonra önce harç bedelini yatırmanız gerekiyor. Bu evin rayiç bedelinin bir yüzdesi olarak hesaplanıyor, ve takriben 2-5 bin TL kadar tutuyor.
  • Devir sırasında size paranızı aldınız mı diye sorulacak. Burada "Evet" deyip, imzanızı attıktan sonra geri dönüşü yok. Bu nedenle paranızın emniyetinden ve kararınızdan emin olun.
Satış esnasında para transferi için de çeşitli yöntemler var:

  • Doğrudan satış esnasında nakit teslim: Satış bedeli nakit olarak ödenecek ve mebla yüksek olacak. Bu nedenle paranın güvenliğinden emin olmalısınız, paranızı tapuya gelmeden önce emniyetli bir yerde tek tek sayın. Güvenli bir ambalaja koyun ve satış esnasında teslim alın. Daha sonra bankaya gidene kadar dikkatli olun, ama kesinlikle dikkat çekecek tavırlar sergilemeyin.
  • Senet, çek vb. ile satış: Tarafların birbirlerine güveniyor olması lazım, belgelerin karşılığının çıkmama ihtimali var.
  • Banka sözleşmesi ile satış: Detaylarını bilmemekle birlikte paranın bankaya teslimi ve satıştan sonra teslimine dair bir sözleşmeye dayanıyor. E tabi bankaya da komisyon ödeniyor..
Şimdilik yazacaklarım bu kadar, hayırlı ve emniyetli satışlar...

8 Ocak 2011 Cumartesi

Bilirkişi Listesi

Yeminimizi ettik, imzalarımızı attık ve sonunda 2011 yılı ANKARA ADALET KOMİSYONU 2011 YILI CEZA MAHKEMELERİ BİLİRKİŞİ LİSTESİ'ne kaydedildik.


Yukarıdaki link hala çalışıyorsa farketmişsinizdir bu liste olayı hiç de hoş olmadı. Çünkü bilirkişi başvuru formunda doldurduğunuz bilgiler aynen bu listeye eklenmiş: Adınız, soyadınız, mesleğiniz, uzmanlık alanınız, çalıştığınız kurum, adresiniz, telefon numaralarınız... Yani size ulaşmak isteyen kötü niyetli bir kişinin ihtiyacı olabilecek her şey.


Buradan edindiğimiz tecrübe: Başvuru formuna yazdığımız bilgilerin internette yayınlanacağını düşünerek daha dikkatli olmak, örneğin adres olarak ev adresi yerine iş adresi kullanmak, gerekmedikçe ev telefonu vb. fazladan telefon numarası belirtmemek.


Neyse sonuçta olan oldu, artık bu listedeyiz, en azından bize ihtiyaç duyan hakim ve savcılar nasıl ulaşacaklarını biliyorlar...